RSS

24.01.2009

Özlem


Bir ay sonra tam otuz yıl olacak yurdumdan ayrılalı. Gurbette yaşamanın bu kadar zor olacağını tahmin edememiştim çocuk aklımla. O zaman başka çaremde yoktu ya, neyse. Buralara gelince kendimi kafese konmuş bir kuş gibi hissetmiştim ilk zamanlar. Sonra zamanla yavaş yavaş dillerini, adetlerini ve geleneklerini öğrendim, zorda olsa.

Anneme ve Babama kavuşmanın sevinciyle o kadar farkına varmasamda memleket hasretimin, yıllar geçtikçe daha da şiddetli hissetmeye başladım içimde büyüyen özlemimi.

Bahar gelince sanki başına binlerce Kelebek konmuş gibi çiçek açan Badem ve Erik ağaçlarımı, Papatyalarımı, mis gibi kokan Incir ve Igde ağaçlarımı, Gelinciklerin rüzgârda eğilip, doğrulmalarını özledim.

Yaz yağmurundan sonra mis gibi kokan Toprağımı, suyunu dirseğimizden akıtarak yediğimiz Karpuzları, Domatesleri ve bunları paylaştıgım arkadaşlarımı ve o sorumsuz geçen uzun yaz günlerimi özledim.

Açıkçası ben çocukluğumu özledim.

2 Kişi ses vermiş:

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Sevgili Belgin, o ozlenenler listesi bir baslar ve bitmez birturlu.. ekmegin kokusundan, simidin susamina, ana diline, sabah kapina gelen gazeteye kadar ozler insan.. ustelik artar ozlem yillar gectikse.. nasil iyi anliyorum seni..

Belgin dedi ki...

Hosgeldin sevgili Mehtap, hele ekmegin kokusu, cayin tadi, topragin kokusu bulunmuyor baska yerlerde. Bakalim bu özlemler ne zaman bitecek. Düsünüyorumda biz dönsek cocuklarimiz kalacak, bizlerde onlari özleyecegiz, sonra Torunlar (daha yok ya insallah bir gün olur) falan derken bu özlemler bitmeyecek anlasilan.
Bende senin sayfani firsat buldukca ziyaret ediyorum ve yazilarini zevkle okuyorum.

Sevgiler

Yorum Gönder

Kaynayan Kazana sizde bir şeyler atın:)