RSS

27.01.2009

Perhiz


Ìnsan 40 kilo verirse kendini nasıl hisseder? Hele, hele bu insan bir KADINsa.
Ben bu sorunun cevabını biliyorum!! Kendini çoooook ama çooook iyi hisseder!! Nereden mi biliyorum? Bu KADIN benim de ondan!!

Mart 2008`de hastalık yüzünden başlayan (Doktor kontrollü ve Diyetisyen desteğiyle) Perhizimin sonucu bu.

Kendimi çok hafif hissediyorum. Üzerimden öyle büyük bir yük gitti ki, anlatamam. Siz birde benim yolda yürüyüşümü görseniz, bacaklarım o kadar hızlı yürüyorlar ki ben onlara yetişmekte zorluk çekiyorum! Birde koşarak merdivenleri çıkabiliyorum artık, dilim dizime inmeden (gülün, gülün, gülmek serbest)!

Şimdi bunu nasıl başardığımı sorduğunuzu duyar gibiyim.

Anlatıyorum: Ìşte Diyetisyenimden aldığım Tavsiyelerden bir kaç tanesi:

  1. Günde üç öğün yemek yemeye özen gösterin!
  2. Ìki öğünün arasından en az 4 Saat geçmeli!
  3. Öğün aralarında sadece Su veya şekersiz Bitki çayları için (Günde en az 2 litre) ve birşeyler yememeye çalışın (bu çok önemli]!
  4. Her gün en azından 30 dakika Spor yapın veya temiz havada yürüyüşe çıkın.
  5. Yemek yaparken en fazla 1 yemekkaşığı yağ kullanmaya çalışın.
  6. Kendinize ayrı, ailenize ayrı yemek pişirmeyin, nasıl olsa çok yağlı yiyicekler herkese zararlı.
  7. Kendinize hiç bir şeyi yasaklamayın, canınız çikolata, tatlı, Pastamı istedi, küçük bir parça ve ya bir iki kaşıkla yetinin.
  8. Peynir alırken en fazla 30% yağ içermesine dikkat edin.

Sizde kilo vermek istiyorsanız mutlaka bir Doktora veya işinin ustası bir Diyetisyene danışmanızı öneririm.

Bugünlük bu kadar yeter herhalde.

Herkese Sağlıklı günler diliyorum.

24.01.2009

Özlem


Bir ay sonra tam otuz yıl olacak yurdumdan ayrılalı. Gurbette yaşamanın bu kadar zor olacağını tahmin edememiştim çocuk aklımla. O zaman başka çaremde yoktu ya, neyse. Buralara gelince kendimi kafese konmuş bir kuş gibi hissetmiştim ilk zamanlar. Sonra zamanla yavaş yavaş dillerini, adetlerini ve geleneklerini öğrendim, zorda olsa.

Anneme ve Babama kavuşmanın sevinciyle o kadar farkına varmasamda memleket hasretimin, yıllar geçtikçe daha da şiddetli hissetmeye başladım içimde büyüyen özlemimi.

Bahar gelince sanki başına binlerce Kelebek konmuş gibi çiçek açan Badem ve Erik ağaçlarımı, Papatyalarımı, mis gibi kokan Incir ve Igde ağaçlarımı, Gelinciklerin rüzgârda eğilip, doğrulmalarını özledim.

Yaz yağmurundan sonra mis gibi kokan Toprağımı, suyunu dirseğimizden akıtarak yediğimiz Karpuzları, Domatesleri ve bunları paylaştıgım arkadaşlarımı ve o sorumsuz geçen uzun yaz günlerimi özledim.

Açıkçası ben çocukluğumu özledim.

20.01.2009

Küçük cadıdan inciler

Dün küçük cadımla uzun süre tartıştıktan sonra ona „annelikten istifa ediyorum“ dedim.
Ne cevap verse beğenirsiniz „Annelik kontratının süresi bir Ömür boyudur, istifa edemezsin“ dedi cok bilmiş cadı.

Benim tepkim mi: Ağzı açık bakakaldım tabiiki...


18.01.2009

Dogum günüm

18. Ocak 1967, soğuk bir Kış günü, annem o sabah işe gitmek için erkenden kalkmış, sepetini hazırlamış, ama geceden beline giren ağrılar daha da şiddetlenince işe gitmekten vazgeçmiş. Bu soğuk günde Tarlanın ortasında doğum edip te herkese rezil olmaktan korkmuş ve ben böylelikle evimizde dünyaya gelmişim.

Anneciğim beni dünyaya getirdiğin ve benim için katlandığın bütün sıkıntılar için sana sonsuza dek minnettarım. Ondört yıl olacak nerdeyse senden ayrılalı, ama benim seni düşünmediğim ve özlemediğim tek bir günüm bile yok.

Tek tesellim, bir gün inşallah seninle, derdin, üzüntünün, kavganın ve şiddetin olmadığı güzel ve huzur dolu bir yerde buluşup, sana sıkı sıkı sarılmak ve o güzel kokunu yeniden koklayabilmek.

Bugün benim Doğum günüm, ama asıl kutlanması gereken, tanıdığım en fedakâr Annelerden biri olan sensin, benim canım Annem.

Allah´a Emanet ol Anneciğim.

12.01.2009

Beklenti

Biz insanların nedir „Beklentileri“?

Çocukken biraz sevgi, ilgi ve bakılmaktır büyüklerimiz tarafından beklentilerimiz.
Gençlik çağında da karşı cinsin ilgisidir beklentimiz.
Orta yaşlarda ise işyerinde başarı, evlilik hayatımızda mutluluk, sağlıklı ve uslu çocuklardır beklentimiz.
Orta yaşın üzerinde de bol para, bol zaman ve aklı başında ve kötü huy edinmemiş, iyi tahsil yapmış ve hayatını kendi ellerine almış. hayırlı evlatlardır beklentimiz.
Yaşlanınca da küçüklerimizden ilgi, saygı ve sevgidir beklentilerimiz.

Ama bunların hepside bizim beklentilerimiz, biz bunları beklerken, planlarken çoğu zaman Yaradanın bizim için yazdıklarını unuturuz nedense.
Hayat, biz planlarken, beklerken yaşadıklarımızdır aslında da, biz gene de bunu anlamazlıktan gelip, inatla sürdürürüz içimizde büyütmeye, beslemeye „Beklentilerimizi“…

Resim:http://api.ning.com/files/UzAbl*iiUCcXMWdx9RKZnTAcIR6vMg62E6*kXPDKpbsi8*EIGAiSRBOw7Q9xoptP7gbSKA6hLbA0gV3cGeB*7ZB7KuHhToHE/beklemek.jpg

11.01.2009

Yüzlerim

Binbir yüz var benim içimde, eşim başka yüzümü, çocuklarım bir başkasını, annem-babam bir başka yüzümü görüyorlar yüzümde. Arkadaşlarım, dostlarım tanıyor bir başka yüzle beni.
Ve değişik yüzlerim ince bir iple bağlılar birbirlerine, bu ipler her an kopabilirler ve BEN kaybedebilirim daha tanımadan gerçek beni, binbir yüzün içinde…

Hangisi gerçek yüzüm benim?