Karşımda durmadan konuşuyor, hemde yüksek sesle. Sesi kulaklarımı tırmalıyor. Ben küçükken beni ve ailemi ne kadar çok sevdiğini, bize ne kadar iyilik yaptığını dur durak bilmeden anlatıp duruyor. Sessizce, yüzümde kocaman bir gülümsemeyle onu dinliyorum.
O anlattıkça onunla geçen çocukluğum bir sinema filmi gibi gözlerimde canlanıyor. Benim gördüğüm resimler onun anlattığından çok farklı. Beni ve küçük kardeşimi nasıl acımazsızca dövdüğünü, bizi fakir olduğumuz için küçük görmeleri, bizi oyuna almaması, nerede görürse görsün iteleyip, kakalaması canlanıyor gözümün önünde.
O daha hâlâ ne kadar iyi olduğunu, ne kadar sevecen olduğunu bağıra bağıra anlatıyor. Bir an ona, anlattıklarının doğru olmadığını, benim olayları başka türlü hatırladığımı söylemek geçiyor aklımdan.
Sonra beynimde bir şimşek çakıyor ve anlıyorum onun neden böyle yüksek sesle konuştuğunu. O da biliyor bütün bu anlattıklarının doğru olmadığını. Içindeki doğruları söyleyen içsesini duymamak, onu alt etmek için böyle yüksek sesle konuşuyor.
Doğruları kendine bile itiraf etmemek ve içsesinin söylediklerini duymamak için o kadar büyük çaba sarfediyor ki, ona kızmak yerine acıyorum.
O anlattıkça onunla geçen çocukluğum bir sinema filmi gibi gözlerimde canlanıyor. Benim gördüğüm resimler onun anlattığından çok farklı. Beni ve küçük kardeşimi nasıl acımazsızca dövdüğünü, bizi fakir olduğumuz için küçük görmeleri, bizi oyuna almaması, nerede görürse görsün iteleyip, kakalaması canlanıyor gözümün önünde.
O daha hâlâ ne kadar iyi olduğunu, ne kadar sevecen olduğunu bağıra bağıra anlatıyor. Bir an ona, anlattıklarının doğru olmadığını, benim olayları başka türlü hatırladığımı söylemek geçiyor aklımdan.
Sonra beynimde bir şimşek çakıyor ve anlıyorum onun neden böyle yüksek sesle konuştuğunu. O da biliyor bütün bu anlattıklarının doğru olmadığını. Içindeki doğruları söyleyen içsesini duymamak, onu alt etmek için böyle yüksek sesle konuşuyor.
Doğruları kendine bile itiraf etmemek ve içsesinin söylediklerini duymamak için o kadar büyük çaba sarfediyor ki, ona kızmak yerine acıyorum.
18 Kişi ses vermiş:
Keşke sen de yüksek sesle söyleseydin olup bitenleri. Böyle insanlar seninki kadar ince bir nezaketi hak ediyorlar mı sence?
Bence de böyle insanlara susmamak gerek canım Belgin'im, hoş sustuysan da o senin güzel yüreğindendir.
Sevgilerimle...
ama sen sustuysan vardır bir bildiğin ablacım.
Kediye hak veriyorum,sen konuşursan ancak öyle rahatlarsın Belgincim.Konuşmazsan kendini bitirmeye devam edeceksin yoksa :(
"Ben bin murat alırım ama birini söylemem. Sen bir murat almadan bin söylersin. Susan murat alır, öten muratsız kalır." demiş şahin...
Şu anda senin çayını içip senin yazını okumak ve seni özlemek çok güzel.
Sen sustukça bu yüksek seslerin süreceğini biliyorsun değil mi Belgin'im? Alçak ses tonuyla silkeleseydin onu. Yüksek olamazdı ses tonun zaten çünkü sen iç sesinle barışık olansın.
SENİ ÇOK SEVİYORUM!
ne kadar bastırmaya çalışırsa çalışsın gerçeği nasıl değiştirebilir ki...
bence kedi haklı, belki bunları duymasının zamanı gelmiştir. insanları eğitebiliriz. bunu kendi egon için yapacak biri değilsin sen belginim. söyle bağıra bağıra, ağlaya ağlaya söyle, yüreciğindeki o kıymıkları bir bir çıkar. yeterince taşımadın mı? canım kardeşim.
katılıyorum yorumcu arkadaşlara...
sen de söle diyorlar.
kimbilir belki de doğru olduğunu...
yapmaları gerektiğini düşündükleri ama kendilerinin yapamadıkları şeyleri...
kıymet verdikleri için sana...
yapsaydın keşke diyorlar.
içinde kalmasaydı diyorlar.
lakin ama fekat belgin...
bazen susmanın nezaketini hiçbirşey dolduramaz.
sen zamanı gelmiş olsaydı zaten susmazdın.
Kedicim, nezaketi hak etmiyor ama gercekleri duymakta istemiyor. Kendisine uygun bir dille olanlari benim hatirladigim gibi söyledim ama dinlemiyor, kabul etmiyor. Onun icin biraktim bos kuyuyu tasla doldurma cabami. O anlatsin kendine bu ninnileri, ama gercekleri kendiside biliyor zaten.
Sevgilerimle canim
Özlemcim, ben artik susuyorum ve gülümsüyorum. Ona bildiklerini ama kabul etmek istemediklerini anlatip, kendimi neden yorayim, bosuna caba, enerji sarf etmeye degmez..
Öpüyorum bitanem
Dolunayim, bazen susmak bence en güzel cevap, cünkü ben sustukca onun ic sesi daha cok bagirmaya basladi:)) Anliyorsun sen beni:)
Öpüyorum kardesim:)
Delfinam, zamaninda uygun bir dille anlattim. Ama kendini bile anlamaya calismayan bir insana sen disardan ne anlatirsan anlat, o dinlemeye, anlamaya, en kötüsü kabullenmeye yanasmayinca, söylemek, anlatmak bosa caba harcamak. Onlar artik benim canimi acitmiyorlar, cünkü ben onlarla duygusal iliskilerime coktan kestim. Sadece yüzeysel görüsüyorum, o da babalarinin hatiri icin, yilda, iki yilda bir, bir kac saatligine..
Öpüyorum canim:)
Ablam, ben aldim Muradimi:)) Bende seni cok özledim. SIMSIKI sarilip öptüm seni:)
Gülenim, bosver, yilda, ikiyilda bir katlaniriz yüksek seslere, o da babasinin hatirina...
Cok özledim ben seni:(
Öpüyorum bitanem
Mayam, gercegi degistiremedigi icin, kendine ninni anlatiyor ya zaten, hemde bagira bagira..
Canim benim öpüyorum cokcaaa
Güzel kusum, ona bunlari uygun bir dille defalarca anlattim/anlattik. Dinlemek, anlamak, kabullenmek istemiyor, onun icin ben onu Allah´a havale ettim. Gercekleri zaten biliyor, kendini aldatmaya devam etsin dursun. Onlar artik canimi acitmiyorlar, onlara sadece aciyorum artik.
Kendine iyi bak bitanem, seni cok seviyorum:)
Absalom, sen beni cok iyi anliyorsun, bazen susmak en güzel cevap oluyor..
Saglikla, sevgiyle kal arkadasim:))
Yorum Gönder
Kaynayan Kazana sizde bir şeyler atın:)