Canım dostum, bu gün gene aklıma sen düştün ve gene canım yandı. Her seni düşünüşümde, çaresizlikten içim yanıyor.
Halbuki tanıştığımızda hayat dolu bir insandın ve o içten gelen, yapmacıksız kahkahaların, etrafındaki herkese neşe saçardı. Üç yıl önce izine geldiğimde yaşadıklarını hala unutamıyorum.
Eşin olacak o hayırsızın sana yaptıkları aklıma geldikçe, sinirden kuduruyorum. Canım arkadaşım, bazı insanlar nedense bu dünyaya sanki sadece çile çekmek için gelmişler gibi bir kaderleri oluyor. Ne yazıkki sen de bunlardansın.
Ìlk evliliğinde, kocanın ve annenin beraberce seni aldatmaları, iki çocuğunun sorumluluğunu yalnız üstlenmen, sonra ikinci evliliğinde, eşinin çocuklarını kabullenmemesi ve onları babana bırakmak zorunda kalman. Oniki yıl sonra büyük oğlunu saçma bir trafik kazasında kaybetmen ve eşinin seni aldatması… Bilmem ki daha hangisini sayayım, eşinin kumarı, içkisi ve bütün kazancını bunlara yatırması...
Üç yıl önce, seni aldattığı zaman, boşan bu adamdan, bundan sana hayır gelmez dediğimde, öbür çocuklarım babasız büyüdü, bunlarda mı babadan yoksun büyüsünler demiştin. O zaman rahmetli anneciğim aklıma düşmüştü, annem de bizler için, bizler babasız büyümeyelim diye, tam otuz yıl babama katlanmıştı. Sonra eline geçen ne oldu, mutsuz hayatı,tutulduğu amansız mide kanseriyle son buldu. Senin de, Allah korusun, böyle bir derde yakalanabileceğini düşünmek, beni çok korkutuyor.
Geçen yıl izine geldiğimde, „Arkadaşım kızın nasıl olsa evlendi ve kendi hayatını kurdu, oğlunda artık yetişkin sayılır, at bu adamı hayatından“ dediğimde de, bu defa da ekonomik özgürlüğünün eksikliğinden, nereye gideceğini bilmediğinden bahsettin. Arkadaşım, biliyorum bu adımı atmak çok zor, ama bana inan ki, sen her zorluğun üstesinden gelebilecek kadar güçlüsün. Hem yıllardır bu evin yükünü çalışarak sen taşımadın mı? Kocan olacak adam, zaten kazandığını içki, kumar masalarında yemedi mi?
Sen daha hala neyi düşünüyorsun ki, duyduğuma göre yeni bir iş de bulmuşsun, ben zaten yurt dışındayım, bizim ev boş duruyor, gir otur. Kazandığın parayla kendini gül gibi geçindirirsin.
Geçen izine geldiğimde seni daha da mutsuz, umutsuz gördüm ve bu benim yüreğimi dağladı. Eşin görüşmemize izin vermediği için, seninle saklı saklı başka komşularda görüşmek zorunda kalmak ve seninle doyasıya konuşup, dertleşememek, beni ve seni çok üzdü, bunu biliyorum.
Bırak artık hep başkalarını düşünmeyi, hep başkalarının mutluluğu için kendini feda etmeyi, biraz da kendini düşün. Çocukların ilk önce üzülseler bile, seni anlıyacaklardır. Bazen babasız yaşamak, böyle bir babayla yaşamaktan daha iyidir.
Hani uzaktan gelen kuzenim, “Bu hanımın bize akrabalığı nereden” diye sorduğunda, ona “Biz ana-baba ayrı, kardeşiz” demiştin ya, işte öyle, sen ve ben kardeşiz. Kardeşler hiçbir zaman birbirlerini yalnız bırakmazlar.
Ben seni çok seviyorum ve her zaman senin yanındayım. Elimden geleni yapmaya hazırım, sen yeterki, kendi hayatını artık kendi ellerine al.
Sana yardım edememek beni çok üzüyor, ama karar senin elinde, ilk adımı sen kendin atmalısın.
Seni çok özledim.
Resim: Pixelio, Öykü Atölyesi, Kelime oyunları